Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) İzmir Şubeler Platformu, TBMM’de görüşülen 2024 yılı bütçesine ilişkin taleplerini iletmek için sokağa çıktı. Konak’ta İzmir Sosyal Güvenlik il Müdürlüğü önünde toplanan kamu emekçilerine Tüm Emekliler Sen üyeleri de destek verdi. Vergi adaletsizliğini de protesto eden KESK üyeleri, 2 Aralık’ta İstanbul ve Diyarbakır’da düzenleyecekleri bölge mitinge katılım çağrısında bulundu.
“Vergide adalet, insanca yaşayabilecek bir ücret istiyoruz” ve “Geçinemiyoruz! Emekten, halktan yana bütçe istiyoruz” yazılı pankartlar açan KESK üyeleri sık sık “Sermayaye değil, emekçiye bütçe istiyoruz“, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Vergide adalet istiyoruz”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Savaşa değil sağlığa bütçe”, “Parasız eğitim, parasız sağlık”, “Krizin yükü patronlara” sloganları attı.
“İNSANCA YAŞANABİLECEK BİR TEMEL ÜCRET İSTİYORUZ”
İktidarın, krizin faturasını emekçilere yıktığını dile getiren emekçiler adına basın açıklamasını okuyan KESK Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Gönül Kural, her geçen gün daha da yoksullaşıp güvencesiz hale getirildiklerini belirterek “Takvimler bugün 15 Kasım 2023’ü gösteriyor. Kamu emekçileri maaşlarını aldılar ama ellerinde ne kaldı? Yoksa krediye, kredi kartına, ev kirasına, gıda harcamalarına, faize derken buharlaşıp gitmedi mi? Maaşımızın önemli bir kısmı ek ödemeler, ek ders ücreti, yan ödemeler ve bir de 8 bin 77 TL. seyyanen zam gibi emekliliğe yansımayan kayıt dışı rakamlardan oluşuyor, Bu haliyle 3 bin 600 ek gösterge ile verilenler fazlasıyla geri alınmış olmuyor mu? Bizler öncelikle insanca yaşanabilecek bir temel ücret istiyoruz! Bizler bütçenin yüzde 75’ini vergileriyle oluşturan emekçiler olarak bütçeye tarafız, bütçe hakkımızı istiyoruz.” şeklinde konuştu.
2024 bütçesi tartışılırken ülkenin içerisinde bulunduğu işsizlik tablosuna dikkati çeken Kural, işsizlerin sayısının 9 milyona ulaştığını, her 5 gençten biri, her 3 kadından da birinin işsiz olduğunu belirtti. Kural, açıklamanın devamında şunları söyledi:
“ALDIĞIMIZ MAAŞLA AYIN SONUNU GETİREMİYORUZ”
“Tüm dünyada gıda enflasyonu düşerken bizde artmaya devam ediyor. OECD ortalaması yüzde 8 iken biz yüzde 72 ile bunun tam 9 katı gıda enflasyonu yaşıyoruz. Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı TÜİK enflasyonunu katlıyor. Dört kişilik bir aile üç öğün kişi başına bir çay bir simit tüketse bile aylık 7 bin 200 TL ediyor. Açlık sınırı 16 bin TL’ye, yoksulluk sınırı 49 bin TL’ye dayandı. 85 milyonluk nüfusun 51 milyonu açlık sınırı, 32 milyonu ise yoksulluk sınırı altında bir yaşam savaşı veriyor. Çünkü ülkede emeklilerin yarısı en düşük aylık olan 7 bin 500 TL’ye, çalışanların yarısı ise 11 bin 402 TL’lik asgari ücrete mahkûm edilmiş durumda. 4 kişilik bir ailede tüm fertler asgari ücretle çalışsa bile yoksulluk sınırına ulaşamıyor. Ortalama kamu emekçisi maaşı ise “ilave seyyanen ödenek” oyununa rağmen ancak yoksulluk sınırının yarısına ulaşıyor. En düşük ev kirası bile asgari ücreti aşıyor. Dolayısıyla aldığımız ücretle-maaşla ayın sonunu getiremiyoruz. En temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için borçlanıyoruz. Bu yüzden halkın kredi kartı borçları geçen yıla göre iki buçuk kat arttı. Bugün her 100 kişiden 12’si borcunu ödeyemediği için yasal takipte. Tüm bunlar ortadayken iktidar hala “İşçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik. Yeni bir ekonomik modele geçtik. 2023 için vaat ettiğimiz hedeflere 30 yıl sonra ulaşacağız” diyerek hepimizle dalga geçiyorlar. KESK olarak iktidarın kendi eliyle yarattığı enkazın tüm faturasını emekçilere, halka yıkmak istediği bu bütçeyi kabul etmiyoruz.
Kural, taleplerini şöyle sıraladı:
“Öncelikle bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Vergide adalet istiyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını istiyoruz. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine, özelleştirme soygununa son verilmesini istiyoruz. Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını istiyoruz. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini istiyoruz. Başta depremzedeler ve öğrenciler olmak üzere tüm dar gelirlilere kamusal, güvenli ve sağlıklı barınma olanaklarının sağlanmasını istiyoruz.Eğitimin her kademesindeki çocuklarımız için 1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek istiyoruz. Emeğe kölelik dayatan politika ve uygulamalara son verilmesini istiyoruz. 8 bin 77 TL seyyanen zam dahil tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtıldığı insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde bir temel ücret istiyoruz. Bütçeden engellilere yönelik kamu hizmetlerinin geliştirilmesi için ayrılan payın arttırılmasını, kamuda engelli istihdamının arttırılmasını istiyoruz. Yoksulluğu önleyici, dar gelirlileri koruyucu tedbirlerin hayata geçirilmesi için Temel Gelir Güvencesi istiyoruz. Yüzde 1’in çıkarı için yüzde 99’u yok sayan adaletsizliğe, haksızlığa karşı çaresiz değiliz”
KESK’TEN 2 ARALIK’TA DİYARBAKIR VE İSTANBUL MİTİNGİ
2 Aralık Cumartesi günü İstanbul ve Diyarbakır’da gerçekleşecek bölge mitingine çağrı yapan Kural, “Yıllardır yoksulluk, işsizlik ve yağma düzenin çarkları arasında öğütülen tüm işçileri, emekçileri, emeklileri, gençleri, kadınları, bütün ezilenleri, emek ve demokrasi güçlerini halktan, emekten yana bir bütçe için omuz omuza vermeye mücadeleyi birlikte büyütmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.